SOSYAL BİLGİLER - OSMANLI'DA DEVLET YÖNETİMİ
  ANA SAYFA
  6.SINIF SORULARI
  7. SINIF SOSYAL DERS NOTLARI
  => YURDUMZDA NÜFUS
  => MALAZGİRT MEYDAN SAVAŞI
  => ANADOLU ANAYURT
  => ANADOLU SELÇUKLULARI VE BEYLİKLER
  => OSMANLI KURULUŞ
  => OSMANLI'DA DEVLET YÖNETİMİ
  => İSTANBUL'UN FETHİ VE SONRASI
  => LALE DEVRİ VE SONRASI
  => OSMANLI'DA İLKLER
  => MEDRESELER
  7. SINIF SOSYAL BİLGİLER SORULARI
  İNKILAP DERS NOTLARI
  İNKILAP SORULARI
  PERFORMANS ÖDEVLERİ
  KLAVYE KISAYOLLARI
  GÜZEL SÖZLER
  ZİYARETÇİ DEFTERİ
  SİTE İSTATİSTİĞİ
  ŞİİRCE
  s. Sınıf

DEVLET YÖNETİMİ

Osmanlı Devleti'nde devlet yönetimi ikiye ayrılır. Merkezi Yönetim ve Taşra Yönetimi.

 

A.      MERKEZİ YÖNETİM

       Osmanlı Devleti merkeziyetçi ve mutlak otoriteye dayalı bir yönetim anlayışı ile yönetiliyordu. Devletin başında Osmanlı hanedanından gelen Padişah bulunuyordu.

       Egemenlik Allah adına padişaha aitti. Bu nedenle bütün yetkiler padişahta toplanmıştır. Padişahlar, Bey, Gazi, Hünkar, Hüdavendigar ve Sultan gibi unvanlar kullanmışlardır.

       Padişahlar, hükümdarlık alameti olarak kendi adlarına hutbe okutup, para bastırmışlardır.

       Padişah adayı şehzadeler, yetişmeleri için san­caklara gönderilirlerdi. Buna "Sancağa Çıkma" denilirdi. Devlet yönetiminde tecrübe kazanmala­rı için gittikleri sancaklarda yanlarına "Lala" adı verilen tecrübeli devlet adamları verilirdi.

       I. Ahmet 1603 yılında bu uygulamayı kaldırarak "Kafes Usulü"nü getirdi. Bu tarihten itibaren şehzadeler sarayda yetiştirilmeye başlanıldı.

       I. Ahmet devrine kadar Osmanlı Devleti'nde pa­dişah öldüğü zaman yerine kimin geçeceği belir­lenmemişti. Her şehzadenin padişah olma hakkı bulunduğundan bu durum şehzadeler arasında taht kavgalarının çıkmasına neden olmuştur.

       I. Ahmet 1603'te Ekber ve Erşed (büyük ve akıl­lı) olanın tahta geçmesi kuralını getirdi. Böylece taht kavgaları ve kardeş katliamı önlendi.

       Yavuz Sultan Selim'in Mısır Seferi (1517) ile Osmanlı padişahları aynı zamanda halife oldu­lar.

       Padişahın yetkileri ilk kez ayanlar karşısında Sened-i İttifak ile kısıtlandı. Tanzimat Fermanı

ile Osmanlı  Devleti'nde hukuk devleti  anlayışı yerleşmeye başladı.

       1876 Kanun-u Esasi ile padişahın yetkileri ilk kez anayasa ile sınırlandı.

 

Divan-ı Hümayun

       Divan, devlet işlerinin görüşülerek karara bağ­landığı en yüksek kuruldu. Divan teşkilatı Orhan Bey zamanında kurulmuştur. II. Mahmut yaptığı ıslahatlar sırasında Divanı kaldırarak yerine Ba­kanlar Kurulu'nu kurmuştur.

       Divan, padişah için danışma meclisi niteliğinde­dir. Divanın iki özelliği vardır, hem yönetim kuru­mudur hem de en yüksek mahkemedir.

 

Divan üyeleri ve görevleri şunlardır;

1.     Padişah : Padişahlar Fatih'e kadar (1475) diva­nın başkanı idiler. Fatih'ten sonra padişahlar di­van toplantılarına katılmadılar.

2.     Vezir-i Azam (sadrazam): Padişahın mutlak vekili olup günümüzdeki Başbakan' in konu­mundadır. Padişah mührünü taşır, padişah adına tayin ve terfiler yapar ve devlet işlerini yürütürdü. Sadrazamlar padişah yerine sefere çıktıkları za­man "Serdar-ı Ekrem"(Büyük Asker) unvanı alırlardı.

3.     Vezirler: Günümüzde Devlet Bakanları konu­munda olan vezirler daha çok askeri ve siyasi işlerden sorumlu idiler. Tecrübeli birer devlet adamı olup vezir-i azamın yardımcısı idiler. Osmanlı Devleti büyüdükçe sayıları artmıştır.

4.      Kazaskerler: Anadolu ve Rumeli Kazaskeri ol­mak üzere sayıları ikidir. Adalet, eğitim, kültür ve diyanet işlerine bakarlardı. Divandaki büyük da­valara bakan kazaskerler ayrıca kadı ve müder­rislerin (profesör) tayin ve terfilerine bakarlardı. Günümüzdeki hem Milli Eğitim hem Adalet Bakanı konumundaydılar.

5.      Defterdarlar: Günümüzdeki Maliye Bakanı' nın konumunda olan defterdarlar, devletin bütün mali işlerinden sorumludur. Anadolu ve Rumeli def­terdarları olmak üzere sayıları ikidir.

6.     Nişancı: Protokol, yazı ve tapu işlerinde so­rumlu idi. Padişah adına yazılan ferman, berat ve diğer belgelere padişahın tuğrasını (imzasını) çekerdi. Os­manlı kanunlarını çok iyi bilen nişancılar gerekti­ği zaman Divana bilgi verirlerdi.

       Bu görevlilerden başka 16. yüzyıldan itibaren di­van üyeleri arasında din işlerinden sorumlu Müf­tü (Şeyhülislam), donanmadan sorumlu Kaptan-ı Derya ve dış işlerinden sorumlu Reis'ül Küttap  da katılmıştır.

 

B.     TAŞRA YÖNETİMİ

Osmanlı Devleti'nde, fetihlerle toprakların genişlemesi üzerine ülke yönetimini kolaylaştırmak için ülke eya­letlere, eyaletler sancaklara, sancaklar kazalara ve kazalar da köylere ayrılmıştır.

Eyaletler

Eyaletler idari bakımdan kendi içinde üçe ayrılıyordu.

1 Merkeze Bağlı Eyaletler

Merkeze bağlı eyaletler Anadolu ve Rumeli Beyler­beyliği olmak üzere ikiye ayrılıyordu. Merkeze bağlı eyaletleri Beylerbeyi yönetiyordu. Bu eyaletlerin halkı daha çok Müslüman Türklerden oluşuyordu.

2.     Özel Yönetimi Olan Eyaletler

Trablusgarp, Cezayir, Tunus, Mısır, Basra, Bağdat, Habeş, Yemen gibi eyaletlerdir. Bu eyaletlerden yıllık belirli bir vergi alınmaktadır. Dirlik Sistemi uygulan­mamaktadır. Bu eyaletlerin vergi gelirleri açık artırma yoluyla Mültezim adı verilen şahıslar tarafından topla­nırdı (iltizam usûlü).

3.     İmtiyazlı Eyaletler (Bağlı Beylikler)

İç işlerinde serbest, dış işlerinde Osmanlı Devleti'ne bağlı Eflak, Boğdan, Kırım ve Erdel gibi eyaletlerdir. Bu eyaletler Osmanlı Devleti'ne vergi öderler, gerekti­ğinde orduya asker gönderirlerdi.

 

IV.    ORDU VE DONANMA

Osmanlı ordusu kara ve deniz kuvvetleri olmak üzere ikiye ayrılırdı. Kara ordusu; Kapıkulu askerleri, Eya­let askerleri ve yardımcı kuvvetler olmak üzere üçe ayrılırdı,

 

 

A.      KAPIKULU (MERKEZ ORDUSU) ASKERLERİ

I. Murat zamanında savaş esiri çocukların asker ola­rak yetiştirilmesi amacıyla kuruldu. Kapıkulu ordusu piyadeler ve süvariler olmak üzere ikiye ayrılıyordu.

1.     Kapıkulu Piyadeleri

a)     Acemi Ocağı : Devşirilen çocukların getirildiği ilk ocaktır. Burada ilk askeri eğitim verilirdi. Acemi Ocağında eğitimlerini tamamlayan devşirmelerin bir kısmı enderuna gönderilirken bir kısmı da di­ğer Kapıkulu Ocaklarına gönderilirlerdi.

b)     Yeniçeri Ocağı : I. Murat zamanında kurulmuş­tur. Osmanlı ordusunun yaya (Piyade) askerleri­dir. Komutanlarına Yeniçeri Ağası denilirdi. Ye­niçeriler savaş zamanında padişahın yanında yer alırlardı. Barış zamanında ise Divanın koruyucu­luğunu ve İstanbul'un güvenliğini sağlarlardı.

c)     Cebeci Ocağı : Yeniçerilerin silahlarını yapan, tamir eden ve saklayan ocaktı.

d)     Topçu Ocağı : Orduya ait topların yapımı, bakı­mı ve savaşlarda kullanılması ile görevli ocaktı.

e)     Top Arabacılar Ocağı : Topların sefer sırasında taşınmasıyla görevli idi.

f)      Lağımcı Ocağı: Kale kuşatmalarında tünel ka­zarak surların altına patlayıcılar koyan ve patla­tan ocaktır.

g)     Humbaracı Ocağı : Dinamit, bomba, havan topu yapan ve kullanan ocaktır.

h) Tulumbacı Ocağı: Lale Devri'nde açılan itfaiye ocağıdır.

ı) Doğancı ve Turnacı Ocağı : Haberleşme ve avlanmada kullanılan kuşları eğitmekle görevli ocaktır.

i) Saka Ocağı : Ordunun su ihtiyacını karşılayan ocaktır.

 

2.     Kapıkulu Süvarileri

Saray etrafında bulunan atlı askerlerdir. Savaşta hükümdarın sağında ve solunda yer alarak padi­şahı, ordunun ağırlıklarını ve hazineyi korurlardı.

 

B. EYALET ASKERLERİ

1. Tımarlı Sipahiler

Dirlik arazi sahipleri (has, zeamet ve tımar) tarafından yetiştirilen askerlerdir. Tamamı atlı askerlerdir. Bunlar maaş almazlar, geçimlerini dirliklerden sağlarlardı. Osmanlı ordusunun asıl gücünü oluştururlardı. II. Mahmut zamanında tımarlara son verilince Tımarlı Si­pahiler de ortadan kalktı.

2. Akıncılar

Osmanlı Devleti'nin Hıristiyan ülkelerle olan sınırlarda­ki eyaletlerde bulunurlardı. Düşman ülkelerine akınlar yaparak askeri hedefleri tahrip ederler, düşman kuv­vetleri hakkında bilgi toplarlardı.

 

C. YARDIMCI KUVVETLER

1.  Azaplar

Orduya sefer sırasında yol açarlar ve köprü kurarlardı.

2.  Yaya ve Müsellemler

Orhan Bey zamanında kurulan ilk daimi ordudur. Ka­pıkulu ordusu kurulunca geri hizmetlere verildi.

3.  Gönüllüler

Eli silah tutan Müslüman ve Hıristiyanların kendi is­tekleri ile savaşa katılmaları ile oluşan birliklerdi.

4. Derbentçiler

Önemli yollar üzerindeki geçitleri koruyan askerlerdir.

5. Bağlı beyliklerin ve özel yönetimli eya­letlerin gönderdikleri ordular

 

D. DONANMA

• Orhan Bey döneminde ele geçirilen Karesioğulları Beyliği'ne ait donanma Osmanlı donan­masının temelini oluşturur.

• Kuruluş Dönemi'nde istenen güce ulaşamayan Osmanlı donanması, Fatih zamanında Venedik ve Cenevizlilerle mücadele edecek bir güce ulaşmıştır. Yükselme Dönemi'nde Karadeniz ve Akdeniz Osmanlı hakimiyetine alınmıştır.

• Kanuni'den sonra donanmaya verilen önem azaldığı için Osmanlı donanması giderek gücünü yitirdi. Buna rağmen Sultan Abdülaziz'in gayretleri ile (1861-1876) Osmanlı donanması dünyanın üçüncü büyük donanması haline gelmiştir.

• Donanma başkomutanına Kaptan-ı Derya veya Kaptan Paşa denilirdi. Donanma komutanına Reis, deniz askerlerine de Levent adı verilirdi.

Bugün 1 ziyaretçikişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol